Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların gözünde giderek yükselirken, aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altından çekilip gidiyordu.
Çocukluğunu ne kadar geride bırakıp bugüne ne kadar yaklaşırsa, sevinçleri de o kadar değersizleşip kuşkulu bir hal alıyordu.
Reklam
Çocuklar gibi ağlamaya başladı. Umarsızlığına, korkunç yalnızlığına, insanların acımasızlığına, Tanrı 'nın acımasızlığına, Tanrı' nın yokluğuna ağlıyordu.
Ölüm arifesinfe yapılan her şey yalandı. Ölümün o müthiş ihtişamını birtakım ziyafetler, perdeler ya da sofraya konulacak mersin balıkları düzeyine indirmeleri ne acıydı!
Ölüm! Evet, ölüm! Hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor, acımıyor bile. Vur patlasın çal oynasın! Umurlarında değil, oysa onlar da ölecek. Ne aptalca.
Yaşıyordum... bir yaşamım vardı, ama şimdi usulca elimden kayıyor ve ben onu tutamıyorum.
Reklam
İvan İlyiç
Gerasim, odadan çıkana kadar bekledi. Sonra kendini daha fazla tutamadı ve çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladi. Çaresizliğine, yalnızlığına, insanın ve Tanrı'nın zalimliğine ,Tanrı'nın yokluğuna ağlıyordu.
Ölümün kıyısında, onu anlayacak, ona acıyacak hiç kimse olmadan böyle tek başına yaşayacaktı.
Ne yani zihinsel olarak böylesine perişan bir durumda mıyım? Saçmalık bu!
Huzura sessizliğe ihtiyacı olduğunu söyleyip bunları bozan her şeyin üzerine üzerine gidiyor, sonuçta büsbütün sinirleniyordu.
Reklam
Durumum çok mu ağır yoksa henüz bir tehlike söz konusu değil mi? Vardığı sonuç durumunun kötü olduğuydu.
Bizim için kapımızı çalanın kim olduğu hiç önemli değildir, biz işimizin gereği neyse onu yaparız, kim olursa olsun herkese aynı şekilde davranırız, uygulamamız kişilere göre değişmez!
.." Ya gerçekten de yaşamam gerektiği gibi yaşamadıysam, bilinçli seçtiğim yaşamım yanlışsa?.."
Sayfa 78
Hayır, hiçbir açıklaması yok bunun! Acı ve ölüm... İyi ama niçin?
Acıların zaman içinde gitgide artması gibi, hayat da bütün olarak hep daha kötüye gidiyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.